Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
beni çok üzen başka bir konuya da kısaca değinmek istiyorum: Üniversitelerimizde Türkçe yerine İngilizce eğitim yapılması tam bir rezalettir bence. Yabancı diller elbette ki öğretilmelidir; hem de çocuk küçükken ilk okulda başlayarak lise öğrenimi süresince devamlı öğretilmelidir. Ama üniversitelerde ancak yabancı filolojilerdeki Türk hocalar yabancı dil kullanabilir. Örneğin, İngiliz edebiyatı dersi verirken, bir öğretim üyesi İngilizce konuşmayı, ötekisi Türkçe konuşmayı yeğ tutabilir. (Nitekim ben kendim, öğrencilerim Ingiliz edebiyatı okuduklarına göre, mümkün olduğu kadar bu dili duymaları için, İngilizce ders verirdim.) Ama şimdi birçok üniversitede yapıldığı gibi, bütün derslerin İngilizce verilmesinin, bunun "Globalleşme" denilen yutturmacanın doğal bir sonucu sayılmasının, sömürge olduğumuzu resmen kabul etmekten başka bir anlamı olamaz. Avrupa ülkeleri de globalleşiyor sözde. Gelgelelim, Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da, İspanya'da İngilizce eğitim yapan bir tek üniversite yok. Ne acıdır ki, ancak bizim memleketimizde var böyle bir kepazelik.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Batı Tipi Politikacı
ABD 'de bir kent:Nashville... Bu kentte bir Üniversite: Vanderbilt University'in Nashville... Bu üniversitenin tüm öğretim görevlileri Yahudi, aynı zamanda Nashville, Diyarbakır ile kardeş şehir ! Ve yine Kürd-Amerikan gençlik örgütü Kayo'nun, bu Üniversite ile yakın ilgisi, Şubat 2007'de, Kürt topluluklarının, Amerika'da
Sayfa 253 - Nergiz YayınlarıKitabı okudu
Zengin-fakir
Efendim Türkçe fakir bir dildir. Ne münasebet en zengin dildir, Sümerler de Türktür. Al sana, vatan haini! Kahrol, faşist! Sevgili okurlarım, bunların hepsi cahil muhabbetidir. Üniversitede beş kuruşluk dilbilim gören herkes bilir. KONUŞMA DİLİNİN zenginliği aşağı yukarı her dilde aynıdır. Ancak eğitim ve sosyal hareketlilik düzeyine göre
globalleşme adı altında İngilizce öğrenimi
Üniversite eğitimiyle ilgili, beni çok üzen başka bir konuya da kısaca değinmek istiyorum: Üniversitelerimizde Türkçe ye­rine İngilizce eğitim yapılması tam bir rezalettir bence. Yabancı diller elbette ki öğretilmelidir; hem de çocuk küçükken ilk okulda başlayarak lise öğrenimi süresince devamlı öğretilmeli­dir. Ama üniversitelerde ancak yabancı filolojilerdeki Türk ho­calar yabancı dil kullanabilir. Örneğin, İngiliz edebiyatı dersi verirken, bir öğretim üyesi İngilizce konuşmayı, ötekisi Türkçe konuşmayı yeğ tutabilir. (Nitekim ben kendim, öğrencilerim İn­giliz edebiyatı okuduklarına göre, mümkün olduğu kadar bu dili duymaları için, İngilizce ders verirdim.) Ama şimdi birçok üniversitede yapıldığı gibi, bütün derslerin İngilizce verilmesi­nin, bunun "Globalleşme" denilen yutturmacanın doğal bir so­nucu sayılmasının, sömürge olduğumuzu resmen kabul etmek­ten başka bir anlamı olamaz. Avrupa ülkeleri de globalleşiyor sözde. Gelgelelim, Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da, İspan­ya'da İngilizce eğitim yapan bir tek üniversite yok. Ne acıdır ki, ancak bizim memleketimizde var böyle bir kepazelik. Üstelik, anladığım kadarıyla yabancı dilde yüksek öğretim görenler, ne o dili doğrudürüst öğrenebiliyorlar, ne de kendi ana dillerini. İngilizceleri de yarımyamalak kalıyor, Türkçeleri de.
Reklam
1925 yılında Türk Milli Eğitim Bakanlığı'nın daveti üzerine Sovyetler'in önemli şarkiyatçılarından büyük Orta Asya tarihçisi V.V. Barthold, Türkiye'ye gelir ve hükümetin isteği üzerine, Türk dili konuşan halkların tarihi ve edebiyatı konusunda İstanbul Üniversitesi'nde iki yıl ders verir. Barthold'un verdiği dersler, 1927 yılında kitap haline getirilir ve uzun yıllar üniversitede okutulur.
Sayfa 211 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Masonik Hiyerarşi _LUCİFER(İblis) : Mason İlahı _RT : 3 Kabbalistten oluşan En Üst Komuta Kademesi. (Tüm ezoterik bilgilere sahip Baş Hamam ve iki yardımcısı) ___ _13’ler Kraliyet Konseyi (Varlıklı Aileler) _33’ler Konseyi (Kıdemliler) _300’ler Konseyi - SANHEDRİN En Üst Yönetim Meclisi(Olimposlular) ___ _B’NAI B’RITH & BILDERBERG
_Sümerler, Türk'tür. _Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar. _Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım _MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu. _Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert _Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
Reklam
giriş
Hayatının en verimli çağında, otuz sekiz yaşında üniversiteye hoca ola- rak tayin edilmesi, Tanpmar’a şahsiyet ve kabiliyetini daha disiplinli bir şe- kilde geliştirme ve cıvıl cıvıl zekâsını son asır Türk edebiyatı ve medeniyeti üzerine teksif etme imkânını verdi. Büyük emeklerle hazırlanan «XIX. asır Türk edebiyatı tarihi; ve yeni Türk edebiyatına dair orjinal görüşlerle dolu diğer makale ve araştırmaları bu yılların mahsulüdür. Tanpınar üniversiteye geldiği yıl, ben de üniversiteden yeni mezun olmuş ve asistan olarak kalmış- tım. 1939 yılından ölüm tarihi olan 24 Ocak 1962 ye kadar, milletvekili seçil- diği ve Avrupa’ya gittiği zamaplar müstesna hemen hemen her gün bu son derece canlı, ve neşeli ve yaratıcı şahsiyetin yanında bulunmak ve onunla ko- nuşmak saadetine nail oldum. Sonsuz denebilecek bir tecessüsü, okuma iştlha- sı, sanat zevki, ince sezişleri, vazife duygusu ve insani meziyetleri vardı. Ke- limenin en hakiki mânâsıyla Avrupalı fakat aynı zamanda da en derin ve güze! şekilde mili! idi Türk tarih ve medeniyetini kendi deyimi ile «şahsî bir hayat macerası gibi yaşamış*, onun başarılarıyla beraber eksikliklerini de İçinde duymuş ve büyük bir vuzuhla görmüştü.
Sayfa 13 - E kitap
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
Üniversite mezunuyum, ama mali özgürlüğe kavuşmak için üniversitede öğrendiklerimden hiç yararlanmadığımı size gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yıllarca okuduğum yüksek matematik, uzay geometrisi, kimya, fizik, Fransızca ve İngiliz edebiyatı derslerini bir kez olsun hatırlamak zorunda kalmadım. Nice başarılı kimse, üniversite diploması almadan okulu terk etmiştir. Bu isimler arasında General Electric’in kurucusu Thomas Edison, Ford Motor Co. kurucusu Henry Ford, Microsoft'un kurucusu Bili Gates, CNN’in kurucusu Ted Tur-ner, Dell bilgisayarlarının kurucusu Michael Dell, Apple Bilgisayar Şirketinin kurucusu Steve Jobs, Polo’nun kurucusu Ralph Lauren sayılabilir.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.